GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ
2025-2029 DÖNEMİ
ÖNCELİKLİ ARAŞTIRMA ALANLARI BELGESİ
GİRİŞ:
Öncelikli araştırma alanları hazırlanırken; üniversitenin kuruluş görevi, kurumsal yapısı, uluslararası bağlantıları, paydaşları ve gelecek öngörüleri dikkate alınmış, üniversitenin mevcut insan kaynağını, başarılarını ve birikimini yansıtmak hedeflenmiştir.
Kuruluş Görevi: 1992 tarihli milletlerarası anlaşma temelinde kurulan Üniversite, Fransızca eğitim verme, iki ülke arasında kültürel, bilimsel ve diplomatik bir köprü kurma ve kamuya üstün nitelikli insan yetiştirme görevlerini üstlenmiştir.
Kurumsal Kimliği ve Yapısı: Aynı yerleşke içinde faaliyet gösteren 5 Fakülte, 2 Enstitü ve 12 seçkin bölüm, iç içe geçmiş şekilde işlemekte olup, bu yapı Üniversitemizin uluslararası, çok disiplinli ve disiplinler arası araştırmalara yönelik potansiyeline işaret etmektedir. Ulusal ve uluslararası itibarı ve İstanbul içindeki ayrıcalıklı konumu sayesinde bilhassa frankofon ülkeler için önemli bir cazibe merkezidir. Hukuk ve İletişim fakülteleri önde gelmek üzere yüksek nitelikli öğrencileri çekmektedir.
Uluslararası Bağlantıları ve Paydaşları: Üniversitenin; Konsorsiyum anlaşması, AUF, AIME ve TETYHS gibi kurum ve araştırma ağları üyelikleri, ortak diploma programları ve uluslararası iş birliği anlaşmaları çerçevesinde başta frankofon ülkelerle geliştirdiği ayrıcalıklı ilişkileri bulunmaktadır. Mezunları diplomasi alanında kayda değer başarılar göstermiştir. Üyelerinin birçoğunun yurtdışı doktoralı olması sayesinde bireysel düzeyde uluslararası ağlar zengindir. Galatasaray Camiası, Türk-Fransız Ticaret Odası gibi üyelikleriyle ulusal erişimi de yoğundur.
Gelecek Öngörüleri: Günümüzde Yapay Zekâ alanındaki yetkinliği geliştirmek her kurum için öncelik arz etmektedir. YZ konusu ayrıca üniversitemizin çok disiplinli ve disiplinlerarası potansiyelini gerçekleştirmek için uygun zemin sağlamaktadır. Yapay Zekâ ile öne çıkacak becerilerin tespiti ve geliştirilmesi öncelik arz etmektedir.
Araştırmayla ilgili destekleme ve değerlendirme süreçlerinde, frankofoni ve frankofon coğrafyalarla ilgili veya bağlantılı olan proje ve çalışmalara öncelik tanınacaktır. Her alandan araştırmacıların çalışmalarını bu hedefler istikametinde hizalamaları, frankofon coğrafyadan üniversite, kurum, şirket ve kişilerle iş birlikleri, frankofon ülkelerle iş birlikleri ve diplomasi, bu ülkeler üzerine yapılacak tez, makale ve çalışmalar, bu ülkelerle yapılacak karşılıklı ziyaretler ve araştırmacıların katıldığı çalışmalar ve Fransızca çalışmalara öncelik tanınacaktır. Araştırmacıların uzmanlıklarını YZ alanında kullanmaları, disiplinler arası ve çok disiplinli projeler geliştirmeleri öncelenecektir.
Bu çerçevede desteklenecek öncelikli araştırma alanları aşağıda sunulmuştur.
Akıllı Sistemler ve Yönetim Bilimleri (Smart Systems and Management Sciences)
Belirsizlik koşullarında stratejik ve operasyonel karar alma süreçlerini iyileştirmeye yönelik, veri bilimi, istatiksel modeller ve hesaplamalı yöntemleri odağına alan disiplinler arası bir kuramsal ve uygulamalı araştırma alanıdır. Bu kapsamda; süreç optimizasyonu, kaynak tahsisi, risk analizi, sistem dinamiği ve senaryo planlama gibi yöntemlerle karmaşık yapılar için karar destek altyapıları geliştirilir. Yönetim bilimlerinin kuramsal çerçevesiyle birleşen bu çalışmalar, veri bilimi, makine öğrenmesi ve yapay zekâ uygulamalarıyla entegre edilerek daha öngörülebilir ve uyarlanabilir sistemler oluşturulmasını sağlar. Uygulama alanları arasında kamu politikalarının analizi, afet ve kriz yönetimi, enerji ve altyapı planlaması, tedarik zinciri ve üretim sistemleri, insan kaynakları süreçleri, dijital kamu yönetimi, sağlık ve hukuk yer alır. Bu alan, yönetişim yapılarını daha esnek, hesap verebilir ve stratejik olarak uyumlu hale getirecek karar destek çözümleri üretmeyi amaçlar. Hukuki ve iletişimle bağlantıları sayesinde disiplinler arası çalışmalar ve sanayi iş birliği için önemli kapılar açar.
Hesaplamalı Sosyal ve Beşeri Bilimler (Computational Social Sciences and Humanities)
İnsan deneyimini ve kültürel dünyaları anlamak için dijital teknolojileri ve hesaplamalı yöntemleri kullanan disiplinler arası bir yaklaşımdır. Bu alan, büyük veri setlerinin analizini mümkün kılan hesaplamalı araçlarla bütünleşerek beşerî bilimlerdeki yoruma dayalı geleneksel yaklaşımları veri odaklı yöntemlerle zenginleştirir. Bu çerçevede, kültürel mirasa erişimi demokratikleştirmeyi hedefleyen Dijital Kültürel Miras; metinleri hesaplamalı yöntemlerle analiz eden Dijital Filoloji; insan ve mekân arasındaki karmaşık ilişkilere odaklanan Dijital Coğrafya ve yaratıcı formların kültürel etkilerini inceleyen Dijital Sanatlar gibi alanlardaki yenilikçi çalışmalar ön plana çıkar. Aynı zamanda, dijitalleşmenin toplumsal ve etik boyutları da sıcak başlıklar oluşturur: Dijital Toplum araştırmaları sosyal yapıların dönüşümünü ve yeni toplumsal hareketleri anlamayı hedeflerken; Algoritmik Adalet, dijital evrende ve yapay zekâ sistemlerinde şeffaflık ve eşitliği güvence altına almayı amaçlayan araştırma pencereleri açar. Dijital Müşterekler, mülkiyetin ötesinde kolektif kaynak modellerini incelerken; Dijital Pedagoji, dijital çağın eleştirel yetkinliklerini kazandırarak eğitim süreçlerini yeniden şekillendirecek çalışmalara temel oluşturur.
Toplumsal Dönüşüm, Hakkaniyet ve Kapsayıcılık (Social Transformation, Equity, and Inclusion)
Teknolojik, çevresel ve ekonomik değişimlerin harekete geçirdiği toplumsal dönüşümün çok boyutlu dinamiklerini inceleyen bu alan, demografik değişim, sağlık ve bakım hizmetlerine erişim, toplumsal eşitsizliklerin azaltılması ve kapsayıcı politika üretimi gibi kritik konuları kapsamaktadır. Aynı zamanda göç, hareketlilik ve toplumsal bütünleşme süreçlerine odaklanarak, yerel ve küresel ölçekte dayanışmacı, adil ve kapsayıcı toplum yapılarının desteklenmesini hedefler. Sosyal bilimlerin politika yapıcı yaklaşımlarla birleştiği bu çerçeve, kırılgan grupların güçlendirilmesi, hizmetlere eşit erişimin sağlanması ve sosyal adalet ve uyumun geliştirilmesi amacıyla disiplinler arası araştırmaları içerir.
Küresel Güç Dönüşümü ve Jeostratejik Riskler (Global Power Shift and Geostrategic Risks)
Küresel ölçekte artan belirsizlikler, değişen uluslararası dengeler ve çok kutuplu yapının derinleşmesi, yeni jeostratejik risk alanlarını ve egemenlik mücadelelerini ön plana çıkarmaktadır. Bu kapsamda dış politika stratejilerinin yeniden tanımlanması, dijital egemenlik, uzay hukuku, deniz yetki alanları ve güvenliği ile enerji kaynakları üzerindeki hâkimiyet gibi konular, devletlerin stratejik pozisyonlarını doğrudan etkilemektedir. Siber güvenlik ve savaşın kuralsızlaşması gibi hibrit tehditlerle mücadele, yalnızca teknik değil, aynı zamanda hukuki ve diplomatik açılımlar gerektirmektedir. Bu alanda yürütülecek araştırmalar, kamu diplomasisi ve yumuşak güç stratejileri aracılığıyla uluslararası arenada etkinlik kurma; enerji jeopolitiği ve kaynak güvenliği başlıklarıyla da sürdürülebilir kalkınma ve ulusal güvenliği birlikte ele alma potansiyeli taşımaktadır. TÜBİTAK’ın öncelikli dijital teknolojiler, güvenlik politikaları ve enerji stratejileriyle de uyumlu olan bu bütüncül çerçeve, küresel güç dengeleri içerisinde Türkiye’nin konumunu güçlendirmeyi hedefleyen disiplinler arası bir araştırma alanı sunar.
İklim Değişimi ve Sürdürülebilir Kalkınma (Climate Change and Sustainable Development)
İklim değişimi, coğrafyamızın geleceğine dair en önemli risklerden biridir ve tarım ve göç gibi ekonomide ve toplumda büyük değişimleri harekete geçirmesi beklenmektedir. Sürdürülebilir kalkınma, doğal hayatı koruyarak ve iklim değişimini öngörerek, ülkenin ihtiyaçlarını dengeli biçimde karşılamayı hedefleyen, bütüncül bir toplumsal ilerleme modelidir. Bu alan; çevresel sürdürülebilirlik, iklim değişikliği, döngüsel ekonomi, sorumlu üretim ve tüketim gibi başlıkların yanı sıra, kurumların sürdürülebilirlik şartlarına uyumu, sürdürülebilirlik iletişimi ve farkındalığı ile toplumda sürdürülebilir davranış modellerinin yerleşmesi; barışın, adaletin ve güçlü kurumların tesisi gibi sosyal ve siyasal boyutları da kapsamaktadır. Ayrıca, sürdürülebilir kalkınma ilkelerinin karar alma mekanizmalarına entegrasyonu ve bu süreçlerde paydaş katılımının güçlendirilmesi de önem arz etmektedir. Bu çerçevede geliştirilecek projelerin, disiplinler arası yaklaşımlarla ve sanayi iş birliği ile somut etki yaratması beklenmektedir.
Galatasaray Üniversitesi